19. yüzyılın son dönemlerinde Paris'te geçen bu film, izleyicileri toplumsal kurallara uymayı reddederek fazla isyankar bulunan kadınların deli olarak damgalanıp hastanelere kapatılmış olduğu bir zamana götürüyor. Victoria Mass'ın ödül alan romanından esinlenen film, uydurma ruh sağlığı hastalıklarıyla birçok kadının hapsedildiği Salpêtrière Hastanesi'nde geçmekte ve her sene burada düzenlenerek hastaların katıldığı gösterişli balolara odaklanıyor.

Reunion Adası'nın ünlü yüzlerinden François Sentinelle, sıra dışı bir insan olarak tanınıyordur. Gündüzleri polislik görevini sürdürürken bir yandan da oldukça sert yöntemler kullanarak işini yapıyordur. Kendine özgü çiçekli gömleği ve ünlü sarı arabasıyla suçluları kovalarken adından söz ettiren, benzersiz ve enerjik bir kişiliğe sahiptir. Ancak Sentinelle’nin hayatı düzeni sağlamakla sınırlı değildir. Boş zamanlarında müzik tutkunu olan, etrafındakiler tarafından çekici bir şarkıcı olarak biliniyordur. Ancak bir gün, kaderin cilvesi onu müziğe olan derin aşkı ile polislik kariyeri arasında bir seçim yapmaya zorlar.